Yaratıcılığın tılsımı kelimelerin gücünde saklıdır. Ama şunu kabul edelim: Herkes o büyülü kelimeleri kolayca bulamaz. Hele bir de başkası adına yazıyorsanız, iş iyice karmaşıklaşıyor. Ben bir gölge yazarım ve yazmak benim için bir tutku. Ancak işimi yaparken o tutkudan fazlasına ihtiyaç duyuyorum. Yani bazı yaratıcı yazma teknikleri var kullandığım. Hem kendi deneyimlerimden hem de usta yazarların uyguladığı yaratıcı tekniklerden bahsedeceğim.
Benim için yazının en önemli kısmı “ses”tir. Her yazarın bir sesi vardır. Sizin yazılarınız hangi tonda konuşuyor? Samimi ve eğlenceli mi yoksa resmi ve ciddi mi? Ben genelde sıcak ve samimi bir tonla yazarım. Çünkü okurla aramda bağ kurmanın en iyi yolu bu. Ama gölge yazarlık yaparken bir başkasının sesiyle konuşmak gerekebiliyor.
Nasıl mı yapıyorum?
Siz de bir başkasının sesine bürünmek istiyorsanız önce kendi sesinizi bulmalısınız. Bu, yazınızın temel taşını oluşturacak.
Yazma süreci bazen korkutucu olabilir. Boş bir sayfa sizi çaresiz bırakabilir. Bu yüzden de yaratıcı bir beyin fırtınası şart. Ancak klasik yöntemlerden sıkıldıysanız benim de zaman zaman kullandığım şu eğlenceli yöntemlerini deneyebilirsiniz:
Böylece yaratıcılığınızı serbest bırakır ve eğlenerek yazabilirsiniz. Yaratıcı yazma teknikleri biraz böyle bir şey.
İyi bir hikaye, doğru ayrıntılarla canlanır. Ancak gereğinden fazla detay vermek okuru boğar. Bir gölge yazar olarak ne zaman detay vermem gerektiğini çok iyi bilmem gerekiyor. Ne yapıyorum?
Siz de yazarken detayları seçerken hassas olun. Ne fazla ne az, tam kararında.
Evet, ilham harika bir şey ama sürekli ilham bekleyerek yazamazsınız. Öğrendiğim bir gerçek var: Disiplin, yazının can damarıdır. Bunu da aslında Ferhan Şensoy’dan öğrendim. Yani oturup yazmalısınız. Peki bunu nasıl daha az sancılı hale getirebilirsiniz?
Unutmayın, en iyi yazarlar bile kötü ilk taslaklar yapar. Gölge yazarların sırrı, o taslağı parlatmaktır.
“Anlatma, göster” kuralını duymuşsunuzdur. Ama bir yazar, bu kuralı eğip bükmeyi bilir. Ben de genelde ikisini dengelerim. Örneğin:
Bu iki tekniği harmanlamak, metninizi akıcı ve ilgi çekici kılar.
Yazı yazarken en çok hoşuma giden şey, okurun duygularına dokunabilmek. Birini güldürmek, düşündürmek ya da duygulandırmak… Yazının büyüsü tam olarak burada.
Bunu nasıl yapıyorum?
Bana göre bir gölge yazarın en büyük hatası, yazıyı gereğinden fazla uzatmasıdır. Bunu ben de zaman zaman yapıyorum kaptırıp yazarken. Sonra kendime şunu hatırlatıyorum: “Okurun zamanına saygı duy.” Ardından da gereksiz yerleri hemen siliyorum.
Mesajınızı net bir şekilde verin ve yazıyı tamamlayın. Yazının sonunda okuyucuya bir soru sormak da etkili olabilir. Örneğin:
Gölge yazarlık biraz sanat, biraz zanaat ve çokça sabır işidir. Benim için yazmak bir yolculuk. Her gün kendimi geliştirdiğim, yeni şeyler öğrendiğim bir süreç. Gölge yazar olmak ise bu yolculuğun en keyifli tarafı. Çünkü birinin hikayesini onun diliyle anlatmak, bana hep yeni pencereler açıyor.
İlham bazen en sıradan anlarda gelir. Bir kahve kokusunda, eski bir şarkıda ya da bir kitabın ilk sayfasında…
Hazırsanız, kaleminizi (ya da klavyenizi) kapın ve yazmaya başlayın. Yaratıcı yazma teknikleri ile daha keyifli ilerlediğinizi göreceksiniz.
Hayat bir yazar için sonsuz bir ilham kaynağıdır; her insanın hikâyesi kendine özgüdür ve anlatılmaya…
Bir önceki Roman Nasıl Yazılır? Yeni Başlayanlar İçin Rehber yazımda, roman yazma tekniklerinden bahsetmiştim. Özellikle…
Roman nasıl yazılır? Roman yazmak... Kulağa nasıl geliyor? Büyüleyici ama biraz ürkütücü, değil mi? Bu…
Kitap yazdırmak istiyorum ama nasıl? Diyelim ki kafanızda yıllardır dönen bir hikâye var. Belki de…
Yazar koçu, her nedense gölge yazar ile veya gölge yazarlıkla karıştırılan bir kavram. Peki, ikisi…
Herkesin hayatı birbirinden değerli anılar ve deneyimlerle doludur. Bu anılar sadece bireysel birikimlerden ibaret değil,…